BAZI ÖNE ÇIKAN HABERLER
Terör tazminatı bütçeyi zorluyor
Zorunlu göçe uğrayanlar başta olmak üzere terörden zarar görenlere yapılan ödemeler bütçeyi zorluyor. Bu yılki ödeneğin dörtte üçü ilk dört ayda bitti. Maliye, ödemelerin daha detaylı incelemeden sonra yapılması için ilgili birimleri uyardı.
ANKARA - Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde zorunlu göçe uğrayanlar başta olmak üzere terörden zarar görenlere yapılan terör tazminatı ödemeleri için 2007 bütçesinde 76 milyon YTL kaynak ayrılmıştı. Ancak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları doğrultusundaki tazminatların da karşılandığı bu harcama kaleminden ödenen tutar, 10 ayda 180 milyon YTL’ye ulaştı. Yıl sonunda da 200 milyon YTL’yi aştığı belirtiliyor.
Terör tazminatı ödemeleri, 2007 bütçesinin harcamaları üstünde baskı oluşturan unsurlar arasında gösterilirken, 2008 bütçesinden 120 milyon YTL kaynak ayrıldı. Bu yılki ödemelerin öngörüleri aşmaması için il idareleriyle görüşülerek daha detaylı inceleme ve kısıntıya gidilmesi istendi.
İlk dört aydaki ödemeler, yılın tamamı için ayrılan kaynağın dörtte üçüne ulaştı. Terör tazminatı ödemeleri, Şubat’ta 30, Mart’ta 29, Nisan’da da 31 milyon YTL oldu. Toplamda ise 90 milyon YTL’ye ulaştı.
Maliye Bakanlığı yetkilileri, sürekli ödeme talepleri geldiğini ve bunun bütçe için bir risk oluşturduğunu vurguladı. Ayrılan kaynağın bitmesinden sonra tasarruf yapılan diğer kalemlerden aktarım yapılacağı belirtildi.
MB sıkı duruşa geçti, 22 ay sonra faiz artırdı
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, 22 ay sonra ilk kez faizi artırarak yüzde 15.75’e çıkardı. MB, gerektiği takdirde önümüzdeki dönemde faiz artışının süreceği mesajını verdi.
ANKARA - Son dönemde ‘gerektiğinde ölçülü faiz artışlarına gidilecek’ mesajını veren Merkez Bankası, kısa vadeli faizlerde 22 ay sonra artırıma gitti. Bu yılki beşinci toplantısını yapan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, faiz oranlarını 50 baz puan artırdı. Karar sonrasında gecelik borçlanma faizi yüzde 15.75’e, borç verme faiz oranı da yüzde 19.75’e yükseldi. CNBC-e anketinde de 50 baz puanlık indirim bekleniyordu.
Kurulun toplantısının ardından yapılan açıklamada şöyle denildi: “Kurul, enflasyonun yılın son çeyreğinden itibaren kademeli olarak düşüş eğilimine girerek 2009 yılı sonunda Nisan Enflasyon Raporu’nda yer alan yüzde 6.7’lik tahmine yakın gerçekleşeceğini öngörmektedir. Önümüzdeki dönemde para politikası kararları enflasyonun söz konusu tahminlere yakın gerçekleşmesine odaklanacaktır. Dolayısıyla, iktisadi birimlerin de beklentilerini oluştururken Merkez Bankası’nın tahminlerini esas alması önem taşımaktadır.”
GEREKİRSE YİNE FAİZ ARTACAK
Merkez Bankası’nın gıda ve enerji fiyatlarındaki yükselişin genel fiyatlama davranışlarını olumsuz etkilemesini önlemek için gerekli tedbirleri almaya devam edeceği vurgulanan açıklamada, “Bu doğrultuda, gerektiği takdirde önümüzdeki dönemde de ölçülü faiz artışı kurulun gündeminde olacaktır. Bundan sonraki olası faiz artısının miktarı ve zamanlaması küresel piyasalardaki gelişmelere, dış talebe, maliye politikası uygulamalarına ve orta vadeli enflasyon görünümünü etkileyen diğer unsurlara bağlı olacaktır. Enflasyon görünümüne ilişkin açıklanacak her türlü yeni veri ve haberin, Kurul’un geleceğe yönelik durusunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır” denildi.
Açıklamada, döviz kuru hareketlerinin gecikmeli etkileri ile son dönemde artış eğilimini sürdüren enerji ve işlenmiş gıda fiyatları kısa vadede enflasyonun geçici olarak yükselmesine neden olabileceği kaydedildi.
TALEP KOŞULLARI ENFLASYONA YARDIM EDİYOR
Uluslararası kredi piyasalarındaki sorunların yansımalarının iç talebi yavaşlatmaya devam ettiği, dış talebin ise güçlü seyrini korunduğu da belirtilen açıklamada, “Bu çerçevede, toplam talep koşulları enflasyonu düşürücü yönde katkı sağlamaya devam edecektir” denildi.
Kurulun toplantısına Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın yanı sıra, Erdem Başçı, Burhan Göklemez, M. İbrahim Turhan, Abdullah Yavaş ve Mehmet Yörükoğlu katıldı.
TEMMUZ 2006’DAN BERİ FAİZ ARTIŞI YOKTU
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, en son 20 Temmuz 2006’daki toplantısında faiz oranlarını 0.25 puan artırmış, 24 Ağustos, 26 Eylül, 19 Ekim, 23 Kasım, 21 Aralık 2006 ve 16 Ocak 2007, 15 Şubat, 15 Mart, 18 Nisan, 14 Mayıs, 13 Haziran, 12 Temmuz ve 14 Ağustos 2007’de yaptığı olağan toplantılarında kısa vadeli faiz oranlarını değiştirmemişti.
Kurul 13 Eylül 2007 toplantında 13 ay aradan sonra kısa vadeli faiz oranlarını 0.25 puan indirmiş ve buna göre gecelik borçlanma faizi yüzde 17.50’den yüzde 17.25’e, borç verme faiz oranı ise yüzde 22.50’den yüzde 22.25’e çekilmişti.
Geçen yıl Ekim, Kasım ve Aralık ayındaki toplantılarında 0.50 ile 0.75’şer puan indirim kararı alan Kurul, gecelik faizi yüzde 15.75’e düşürdü.
MART’TA İNDİRİME ARA VERMİŞTİ
Kurul, bu yılın Ocak ayındaki toplantısında aldığı kararla, kısa vadeli faiz oranlarını 0.25-0.50 puan arasında düşürmüş ve gecelik faizi 15.75’den 15.50’ye, takiben Şubat’taki toplantısında da 0.25 puan düşererek faizi 15.25’e çekmişti. Kurul, Mart ve Nisan ayındaki toplantılarında ise faiz oranlarında değişiklik yapmamıştı.
Küresel enflasyon tehdidi geri döndü
ECB Başkanı Trichet, enflasyonun bir süre daha yüksek seyredeceğini söyledi. IMF Birinci Başkan Yardımcısı Lipsky de benzer bir görüş belirtti ve küresel enflasyon tehdidinin geri döndüğünü kaydetti.
ATİNA/NEW YORK - İngiltere Merkez Bankası, faiz oranını beklentilere paralel olarak yüzde 5 oranında sabit bıraktı. Uzmanlar, İngiliz ekonomisindeki yavaşlamaya, merkez bankasının müdahalesinin Haziran ayında, çeyrek puanlık bir indirimle olacağını belirtiyorlar. Avrupa Merkez Bankası (ECB) da yine beklentiler doğrultusunda faizleri yüzde 4 seviyesinde bıraktı.
ECB Başkanı Jean-Claude Trichet, bankanın faiz oranlarını yüzde 4 seviyesinde değiştirmeden bırakmasının ardından yaptığı açıklamada, enflasyonun sonbahardan bu yana önemli ölçüde yükseldiğini ve bir süre daha yüksek seviyelerde kalacak gibi göründüğünü söyledi.
Trichet enflasyondaki yükselişin enerji ve gıda fiyatlarındaki artışları yansıttığını belirtti. Trichet konuşmasında finans piyasalarındaki krizin de beklenenden daha kötü etki yaratabileceğini söyledi.
IMF: KÜRESEL ENFLASYON TEHDİDİ GERİ DÖNDÜ
Uluslararası Para Fonu (IMF) Birinci Başkan Yardımcısı John Lipsky de, küresel enflasyon tehdidinin geri döndüğünü söyledi. Lipsky, New York’taki Dış İlişkiler Konseyi’nde yaptığı konuşmada, son yıllarda, küresel piyasalarda sağlanan fiyat istikrarının, petrol ve emtia fiyatlarındaki aşırı yükselmeler nedeniyle kaybedilmeye başlandığını bildirdi.
Ekonomik yavaşlamanın da etkili olmaya başladığını belirten Lipsky, ülke yöneticilerinin, enflasyona karşı saldırgan bir mücadele sergilemeleri gerektiğini vurguladı.
Koç: Petrol fiyatları maalesef düşmez
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, “Bu gidişle petrol fiyatlarının, önümüzdeki orta vadede düşeceğini maalesef zannetmiyoruz” dedi.
BURSA - Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Otokoç ve yenilenen Birmot tesislerinin açılış töreni sırasında gazetecilerin artan petrol fiyatları ve Türkiye ekonomisine olası etkisine yönelik sorularını yanıtladı.
Petrol fiyatlarındaki artışın Türk otomotiv sektöründen ziyade genel anlamda Türkiye’yi doğrudan ve çok etkilediğini ifade eden Koç, şöyle konuştu: “Biz Türkiye olarak ekonomide dünya ile entegre olduğumuz için bu durum bizi de çok yakından ilgilendiriyor. Fakat, Bu gidişle petrol fiyatlarının önümüzdeki orta vadede düşeceğini maalesef zannetmiyoruz. Bunun tabii enflasyona da olumsuz olarak yansıyabileceğini zannediyorum. İnşallah yanılırım.”
Mustafa Koç, bir gazetecinin, “Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamaları var. ‘TÜSİAD, bizim raporumuzu incelememiş’ şeklinde. Bu konudaki görüşünüz nedir?” yönündeki soru üzerine, “Ben duymadım onu. Bir şey söyleyemeyeceğim” dedi.
IMF fonlar için çalışma grubu kurdu
Uluslararası Para Fonu (IMF) ile 25 ülke fonu arasında, devletlere ait olan bu fonlar için ilk kez en doğru çalışma ve uygulama ilkelerini oluşturmak amacıyla uluslararası bir çalışma grubu kuruldu.
WASHINGTON - Abu Dabi Yatırım İdaresi’nin (ADIA) başkanı ve grubun eş başkanı olan Hamad el Suwaidi Washington’da yapılan iki günlük toplantının bitiminde dün bir açıklama yaparak , “Gelecekte izleyeceğimiz yaklaşım konusunda bir görüş birliğine vardık” dedi. Suwaidi, büyük fonlardan hangilerinin gruba katıldığını açıklamadı.
“Çok yapıcı tartışmalar oldu” diyen Suwaidi, çalışma ilkelerini belirleyecek küçük komiteler oluşturulduğunu ve Ekim ayına kadar bir taslağın hazırlanmasının hedeflendiğini söyledi.
Grubun diğer eş başkanı olan IMF Para ve Sermaye Piyasaları Bölümü başkanı Jaime Caruana da, “Burada önemli olan farklı servet fonları bulunması; toplantıda ileriye dönük bir uzlaşmanın gerekli olduğunu gördük” dedi.
Fonların gözeteceği yönetişim ve saydamlık ilkeleri, pekçok Batılı ülkede bu fonların giderek daha da büyümesinden ve güç elde etmesinden duyulan kaygıları giderme hedefini taşıyor. Bu kaygıların nedeni de fonların pek çoğunun yatırımlarını gizli tutmaları.
Uluslararası Çalışma Grubu (IWG) tarafından yapılan yazılı açıklamada “yatırım ilkeleri ve uygulamalarını doğru olarak yansıtan” servet fonlarının sorunlarını görüşmek üzere gelecek aylarda da toplanacakları belirtildi.
Pekçok ülke, yaptıkları yatırımlar sayesinde hassas bilgilere eriştikleri takdirde veya piyasa istikrarını bozabilecekleri gerekçesiyle servet fonlarının ulusal güvenlik riski oluşturmasından kaygılanıyor. IMF ise, bu tür korkuları destekleyecek kesin kanıt bulunmadığını söylüyor.
Pek çoğu büyük petrol üreticisi ülkede ve Çin gibi önde gelen ihracatçı Asya ülkelerinde oluşan fonların elinde 2-3 trilyon dolarlık varlık bulunuyor. Fonlar ise, uluslararası sermaye akışını engelleyecek korumacı önlemler alınırsa, bunların yatırımlarını kısıtlayacağından kaygılılar.
Ancak son aylarda finansal piyasalardaki çalkantıdan zarar gören Batılı bankalara milyarlarca dolar yatırım yapan bu fonlar, aynı zamanda piyasalarda istikrar sağlayıcı rol oynayabileceklerini de gösterdiler. ADIA, geçtiğimiz aylarda, Amerikan bankası Citigroup’tan hisse almıştı.
|